Ana Sayfa Asya Yavaşları Yavaşlatanların Ülkesi ‘NEPAL’ Aymy Emel Benbasat,

Yavaşları Yavaşlatanların Ülkesi ‘NEPAL’ Aymy Emel Benbasat,

313
8
Paylaş

Yavaşları Yavaşlatanların Ülkesi

‘NEPAL’

Aymy Emel Benbasat,

Bizi havaalanında karşılayan Nepalli rehberimizin ilk cümlesiydi bu. Kendisi Türkiye’de üniversite okumuş bu nedenle aksanlı bir Türkçe konuşmasına rağmen Türklere taş çıkartacak kadar çok bildiği atasözlerimizle bizi şaşırtmayı başarmıştı.

Bu ülkede strese yer yok! Her şey çok yavaş, çok sakin ve olması gereken akışta…

Bir Türk’e söylenebilecek en yanlış cümle internet hızımız bir saniyeliğine düşse sanki asırlardır internete bağlanamıyormuşuz gibi tepki veren bizler için bu kadar dinginlik bu kadar yavaşlık pek inandırıcı değildi.

Gezdik gördük bu ülke gerçekten sakin, mutlu, huzurlu, stressiz insanların ülkesi. Öfke yok, kavga yok. Her kapının önünde tüten bir tütsü her yerden yükselen bir “ohm mani padme hum” (lotusun içindeki mücevher – bilincin aydınlanması) ezgileri sizdeki stresi alıyor, kokular müzik, insanlardaki sakinlik derken bir bakıyorsunuz pamuk gibi olmuşsunuz.

Bizim gittiğimiz dönem Aralık ayıydı ve Raksha Bandlan diye adlandırılan kardeşlik ve sevgi bağlarını güçlendirdiğine inandıkları bir festivale denk gelmiştik. Festivalde kötülüklerden korunduklarına inanan erkeklere, kızlar tarafından rakhi denilen bir ip bağlanıyor bu ip, ikili arasındaki ilişkiyi belirtiyor. Bence ülkede festivaller bahane renkler ve kutlamalar şahane. Her yerde bereket getirmesi için yerlere çizilmiş rengarenk mandalalar, Nepal’e özgü Fransız kadife çiçeği denen turuncu çiçekler onları kolye yapıp satan çiçekçi kadınlar.

 

Nepal tezatlıkların ülkesi

Siz hiç Kaosun içindeki ahenge şahit oldunuz mu? Nepal kendi deyimlerince çok sakin bir yer olsa da aslında hayal bile edemeyeceğiniz kadar kaotik bir ülke. Yolun ortasında (yani bize göre yolun ortası) oturup mandala çizen, çiçek satan, kuru ve kaç yıllık olduğu belli olmayan korkunç kokular saçan balıklarını satan balıkçı, bunların arasından geçen motorsikletler, motorsikletlerin üstüne üstüne giden otomobil, minibüs ve üç tekerlekli bisikletlerin hepsinin arasından sıyrılışı. Bitti sanmayın bütün bunların içinde sağa sola aşağı yukarı yürüyen yayalar ve tam ortada bir zıvana içinde durmadan düdük çalan el kol hareketi yapan ama kimsenin umursamadığı trafik polisi. Her yerden sarkan elektrik ve telefon kabloları (tıpkı 70’li yılların Türkiye’si gibi).

İşte tüm bu Kaosun nasıl bir uyum içinde işlediğini, kimsenin birbirini itmeden birbirine çarpmadan kaza yapmadan yol alabildiğini görmenin şaşkınlığını bonus olarak cebe atıp Nepal sokaklarına karışıyorsunuz.

 

 

 

Tanrılar Yemek Yer mi?

Mandalalar üstüne yerleştirilen yemeklere asla basmamalısınız, turist dahi olsanız bu yanlış bir şey çünkü onlar Tanrıların yemekleri, Tanrılar yemek yer mi sorusunun cevabını Maymunlar Tapınağını ziyaret ettiğinizde anlıyorsunuz. Sokaklarda Fareler, maymunlar ve birçok hayvanın özgürce dolaşabildiği Nepal’de bir hayvan hakları savunucusu olmanıza gerek yok çünkü onların hakları zaten herkesten daha üstün.

Ülkede her yer şey çok renkli, tapınaklar hariç. Oralar da daha sade olmayı seçmişler. Ama tapınak sayısı çok fazla. Mesela Maymunlar Tapınağı üstünüzde ayaklarınızın altında zıplayan oradan oraya koşturan ve aslında kendilerine ait olan bir alanda insanların dolaşmasından rahatsız maymunlarla dolu. İçeri girerken rehberiniz sizi uyarıyor yanınızda su dahil içecek yiyecek olmasın. Uyarıyı dikkate almayanlar ise çantalarının açılıp içindekilerin boşaltılmasını ve hatta bazen saldırıya uğramayı göz almış oluyor.

Çok insancıl olduklarını söyleyemeyeceğim bu maymunlar gece siz uyurken kaldığınız binanın tepesinde de tepinmeyi ihmal etmiyor. Kedi gördüğümüzü hiç hatırlamamakla beraber maymun, fare, çok az sayıda köpek Nepal sokaklarının sakinlerinden.

Güneşin Kızı olarak bilinen ve adet görene dek Tanrıça olarak bir sarayın camından sadece sabahları insanları selamlayan Kumarileri görebilmek de şansa kalmış. Çok zor hayatı olan bu kız çocukları pek çok kriteri aşıp seçildikten sonra “saflıklarını kaybettikleri” (adet oldukları) düşünüldüğü andan itibaren unutuluyor ve hayatları boyunca yalnızlık ve yoksulluğa terk ediliyorlar.

 

Pashupatinath Tapınağı ise tüylerinizi diken diken edecek şaşkınlık ve hüzünle izleyeceğiniz bir törene şahitlik yapıyor. Bir nehrin kenarında bulunan bu tapınakta Nepalliler ölülerini yakıyorlar. Birçok ritüeli olan bu törende beni en çok etkileyen ve üzen onlar için sevdiklerinden ayrılışın hüznünde birilerinin tiyatro izler gibi töreni nehrin karşı yakasından izlemesi. Tapınağın yan tarafında ölümü bekleyen hastaların tutulduğu bir hastane var. Arka kısmında ise dünyevi her şeyden vazgeçmiş sağlıklı ancak ölümü bekleyen Sadhular yaşıyor. Gezdiğimiz onlarca tapınak içinde sanırım en sevmediğim, beni en çok yoran tapınak burası oldu. Kasvetli bir ölüm enerjisinin hüküm sürmesinden belki de.

Nepal’in en büyük şehirlerinden başkent Katmandu’da hayat yavaş ama kaotikken bizim görme fırsatımız olan Pokhara ve Bahktapur’da mutlaka gezginlerin rotasındaki yerini almalı. Bu iki şehir oldukça küçük kasaba kıvamında şehirler. Nepal’de ulaşım şehirlerarası yolculuklarda da olsa biraz tehlikeli sağlanıyor. İnsanlar otobüslerin üstünde açık kapılarla ayakta şehirlerarası ulaşımı kullanıyor. Yollar duble duble yapılmamış olduğundan tek şerit gidiş ve tek şerit dönüş var yıllarca İngiliz sömürgesi olduklarından trafikleri İngiliz sisteminde. Ve bu tek şerit yollar fazlasıyla virajlı. Katmandu’dan çıkar çıkmaz sizi yeşilliklerle dolu yollar bekliyor.

Pokhara, Phewa Gölünün kıyısında ve Anapurna Dağının eteklerinde kurulmuş bir şehir. Oldukça sakin. Türkiye’den ucuza alamayacağınız pek çok markanın uygun fiyatlarla bulunabileceği harika bir çarşısı var. Gerçi bunu Nepal’in tamamında bulabilirsiniz ancak bu bölge alışveriş için daha sakin. Gölden kalkan teknelerden kiralayarak göl üzerinde gezinti yapabilirisiniz. Anapurna dağına arazi araçlarıyla çıkıp oradaki köyde konaklayabilir gece Tanrılar!?! sizi çok rahatsız etmezse yogilerle sabahı karşılayabilirsiniz.

Bahktapur ise eski Nepal krallığının başkenti olan antik şehir. Bu bölgeye geçiş yapmak için yeni bir iç vize almanız gerekiyor. Meydanın etrafında birçok tapınak ile karşılaşıyorsunuz. Bunlardan biri olan Yaksheswar Tapınağı Kama Sutra‘dan erotik sahnelerin de yer aldığı ağaç oymacılığı ile dikkat çekiyor. Bizim şehirde olduğumuz dönemde tapınakların birçoğunda koruma amaçlı restorasyon çalışmaları yapılmaktaydı ama dışarıdan hepsini görme şansımız oldu ve işçiliklerindeki ince oymacılık bizi hayran bıraktı. Aslında burada her şey bir sanat harikasıydı.

 

 

 

Nepal’de yemek

Ve son olarak Türk’ün Nepal’in yavaşları yavaşlatan ülke olmasındaki sınavı kesinlikle yemek masasında sınanıyor. Restorana gidip pişebilecek en basit yemek olan makarnayı sipariş verdiyseniz o makarnanın minimum gelme süresinin 1 saat olmasını göze alacak kadar tok olmalısınız. Biz bir gurme turu yapmamıştık bununla beraber Nepal’in şahsi olarak bana hiç uymayan bir yemek kültürü var. Farklı lezzetleri de tatmayı isterim diyenler için ise çok zengin olmamakla beraber değişik bir mutfağı olduğunu söyleyebilirim. Fazla baharatlı ve fazla sarımsaklı olduğu için dışarıda yemek yerken dikkatli olmanızı öneririm. Margarita pizzanın altını sarımsakla döşeyebiliyorlar domates yerine… Sokak lezzetlerinden biri olan momo ise her yerde rastlayabileceğiniz tadan arkadaşlarımın çok beğendiği bir çeşit mantı.

Sakinliğin ve huzurun içimizde olduğunu bilsek de hep dışarda arayan bizlere anda kalmayı öğreten bu ülke ve insanlarıyla tanışmanız ve yeni anıları gezi heybenizde biriktirmeniz dileğiyle.

 

Aymy Emel Benbasat,

1978 yılında İstanbul’da doğdu.

2012 yılında fotoğraf yolculuğuna başladı. 2015 yılında Anadolu Üniversitesi Fotoğrafçılık ve Kameramanlık Bölümünden derece ile mezun oldu. Fotoğraf onun için hayata farklı bir pencereden bakmak anlamına geliyor. Doğru zamanda doğru yerde olup anı yakalamak, zamanı karelerde dondurmak felsefesi ile en çok insanların doğal hallerini yakalamayı, hikayelerini anlatan fotoğraflarını çekmeyi seviyor. “Sokak Fotoğrafçılığı” bu nedenle onu en çok çeken alan.

7 karma ve 1 kişisel fotoğraf sergisinde yer aldı. Fotoğraf adına sürekli yeni bilgiler edinmek için İFSAK’ta projelere katıldı. Fotoğraflarından biri Ankara Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Galerisi’nde yapılan serginin ardından Belediye arşivine konuldu.

Mozaik Fotoğraf ve Sinema Platformu’nun kurucu üyesidir.

Gezerek çekmeyi kendine düstur edinen platform üyeleriyle birlikte yurt içi ve yurt dışında birçok fotoğraf gezisi gerçekleştirdiler.

8 YORUM

  1. Sevgili Emel kardeşim merhaba.Öncelikle btseyahat bloğumuza hoş geldin diyorum.İlginç bir Destinasyonla bloğumuzu şenlendirdin.Ellerine, yüreğine sağlık.Yeni gezi yazılarını bekliyoruz.Sevgi ike kal.

  2. Elinize, Kameranıza ve Kaleminize sağlık. Ülke hakkında çok detaylı bilgiler edindim. 63 ülke gezdim. Fakat Nepal’i görmek kısmet olmadı. Yazınızı okuduktan sonra, Nepal’i Gezi Programıma almaya karar verdim. Anlattıklarınız bana çok enteresan geldi. Gezdiğim ülkelerden çok farklı …. Mutlaka gidilmesi ve görülmesi gereken bir ülke olduğunu düşünüyorum.
    Kameranızla geze kalın……..

  3. Görmeyi en çok istediğim yer..
    Nasıl güzel anlatmışsın.. hep “herşeyin kendi sakinliğinde yaşandığı ülke” olarak hayalimdedir.. umarım bu deneyimi yaşamak nasip olur
    Ellerine kalemine sağlık

  4. Ne güzel yerler var herhalde imkanım olsa bu ülkeyide görenek için sıraya koyarım hoşgeldin sevgili Emel sende güzel yazınla anlatımlarınla Nepalle ilgili bayağı bilgi edindim sayende elleine kalemine sağlık teşekkürler ♥️

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here