Ana Sayfa Adım Adım İstanbul Yazarların Peşinden Bir Semt “MODA”

Yazarların Peşinden Bir Semt “MODA”

4570
5
Paylaş

 

Yaşadığımız şehrin dokusunu yakından tanımayı düşünüp BTS grubumuzla bir Yeldeğirmeni – Moda gezisi yaptık. Sabah erken saatlerde Haydarpaşa’dan başlayan gezimiz, akşam güneş batarken Moda’da son buldu. Aslında gezerken bu iki semti ayrı günlerde gezmek, doya doya sindirmek lazım. Kadıköy Yeldeğirmeni’nden başlayan yolculuğumuz akşamüstü karanlığının başladığı saatlerde, ayaklarımızda yorgunluk, yüreğimizde ferahlık, Moda’da son buldu.

Sevgili okurlar Doğan Hızlan bir yazısında seyahat etmekten hiç hoşlanmadığını, yorulduğunu, yer değiştirmenin ona göre olmadığını anlatıyordu. Bu nedenle iyi yazılmış seyahat kitaplarını okumak, onu bulunduğu diyardan alıp başka diyarlara taşımaya yetiyormuş. Ben ise hem gezmeyi, hem de gezeceğim yerlerin hikayelerini okumayı seviyorum. Size Moda’da gezip gördüklerimizi anlatan arkadaşlarımızdan sonra ben, yazarların izinden gitmek istedim. Uzun yaz günleri, kitap okumak, yeni bilgiler biriktirmek için en elverişli zamanlar. Yola çıkmadan evvel okuduğum bilgiler, rehberimiz Mois Gabay’ın anlattıkları ile harmanlanarak, geçmişten günümüze bana en güzel geziyi yaşattı. Sizler de eğer böyle bir gezi yapmayı düşünüyorsanız bu kitapları okuyun derim. Böylece önünden geçtiğiniz eski, dökük yapılar hayat bulacak. Tozlu camların arkasındaki yaşanmışlıkları düşünecek, yenilenip farklı bir çehreye bürünen köşklerin, eski misafirlerini anacaksınız. İzel Rozental’in Moda Sevgilim “Yeniden” kitabı sokakları turlarken zihninize rehber olacak.

İzel Rozental’in anıları gibi gözüken kitap aslında bir semti tutkuyla sevmenin kitabı. Çocukluğundan beri merak ettiği bu semte bağlanmanın, orada okula gitmenin, aşık olmanın, çocuk sahibi olmanın izlerini bizimle paylaşırken, uzun yıllar Moda’da yaşayanları, halen ikamet edenleri, veya ayrılmak zorunda kalanları anlatıyor. Bir semti yaşanır, sevilir, özlenir kılanın coğrafyasından öte insanları olduğunu öğretiyor kitaplar. Moda’nın günbatımı hepsinden öte bir özlem. Kitapla, önünden hızlıca geçtiğim binalar canlandı, değer kazandı. 6-7 Eylül olayları nedeni ile semti terk edenlerin, Lukas’ın hikayesini okudum. Tula teyze’yi gözüm aradı sanki Moda İskelesinde. Çocukluğumun dolmuşlarını, Moda Plajını, bizi haftada bir gün mutlaka o plaja, tramvaya bindirip getiren annemi andım.  Moda’nın sokaklarını arkadaşlarımla gezerken “Bıyık Veli’yi” düşündüm. Onun vefakârlığını, mertliğini, semt konaklarında yaşayanların güvenine mazhar olmasını takdir ettim. Liz Hanım sanki birdenbire bir apartmandan çıkıp hızlıca yüksek ökçeleri ile bize katılacak gibi geldi. Şıklığı kibarlığı ve kolunda çantası ile. Moda tarihini rehberimiz Mois Gabay’dan dinlerken, içindeki yaşamlar İzel’in satırlarında canlanıyor anlam buluyordu. Kayınpederi Daryo’nun izinde bir devri duyumsamak inanılmaz. Yeni Moda Eczanesi, Ali Usta Dondurmacısı, semtin unutulmazları. Kadıköy Kız Lisesi’nin değişimine tanık olmak, Mermer Konağın hikayesini edebiyat dilinden okumak bir başka keyif. Lakme Hanım’ın hikayesini okuduğumda gözümden bir damla yaş döküldü. Onu aradım sosyal medya sayfalarında. İçim bir daha kanadı. Cemil Cem’in, Barış Manço’nun, Haldun Taner’in, Mimar Ferit Tek’in izlerini sürdüm. Sarıca Konağı’nın önünden hızlıca geçtik. Akşam olmuştu. Vapura yetişmemiz lazımdı. Bir piyano tanrıçasının, Ayşegül Sarıca’nın yaşamı benim avuçlarımın arasındaki kitaptaydı. Kocaman, biraz bakımsız konağın pencerelerinden süzülen sarı ışıkta sanki piyanosunun başından kalkıp caddeye kafasını uzatacak bize el sallayacakmış gibi geldi. Kitabın sonunda yine tanıdık birine rastlamak da benim için sürpriz oldu. Şalom Gazete’sinden tanıdığım Berken Döner. Onu zaman zaman görür ve yazılarını okurum. Berken de, İzel gibi Moda da doğmadı. Ancak bir hamur mayası misali o dokuyla yoğrulup, karışarak, Moda’lı olanlardan. Ve daha uzun yıllar Moda’lı olacağı belli.  Berken Döner Moda’da yaşarken, bu semtin değerleri ile yoğrulan insanların yaşamlarına dokunan, onları satırlarında yaşatan gazete ve dergi yazıları kaleme alıyor.

İstanbulum, Tadım, Tuzum, Hayatım,  Meri Çevik Simyonidis’in İstanbul’un farklı lezzetlerini kaybolmaya yüz tutmuş dokusunu anlattığı kitabının sayfalarında, Moda iskelesindeki tarihi Koço lokantasına da rastlamanız mümkün. Kitabının bu bölümünde yazar, Halkidona’nın kısa tarihi ile başladığı sayfalarına, Moda, Koço Restaurant, Aya Ekaterina Ayazması’nın tarihi ile devam ediyor. 1928’de Koço Korantos tarafından kurulan işletme lezzetlerini koruyarak halen aynı anlayışla hizmet vermeye devam ediyor.  Hatta Koço’nun ve daha birçok işletmenin unutulmaz tariflerine de Simyonidis’in derlemesinde ulaşmanız mümkün.

Sevgili dostlar, bol gezmeli, bol okumalı güzel günler diliyorum. Ağzınızdaki  güzel tadlar, yüreğinizdeki heyecanlı kıpırtılar hiç bozulmasın. Teşekkürler Mois Gabay ve teşekkürler bizi bize anlatan tüm yazarlar.

Paylaş
Önceki İçerikMasal gibi bir gezi Kaz Dağları
Sonraki İçerikGEZGİN FİNCANDAN NE ANLAR ? ☺️☺️
1959 İstanbul doğumluyum. Lise öğrenimimin ardından İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğrenciliğimden dönemin anarşik olayları nedeni ile ayrıldım. Geçen onca yıl içinde hem güzel bir aileye sahip olabildiğim, hem de uzun yıllar çalışabildiğim için mutluyum. Çeşitli eğitimlerle kendimi geliştirmeye imkan bulduğum için de şanslıyım. Emekli olduğum dönemde çıkan af ile tekrar İstanbul Üniversitesi Psikoloji sıralarına öğrenci olarak dönmek ise, benim için inanılmaz güzel bir hediye oldu. Şimdi dileğim Psikoloji bölümünü bitirebilmek, çeşitli yayınlarda çıkan yazılarıma psikoloji alanında yazılar da ekleyebilmek, çocuk hikayeleri yazmak. Her konuda ailemin desteği başarımın anahtarı olmuştur. Bir erkek, bir kız, iki evlat sahibi oldum. Şimdi gelin ve damadımla dört evlat, dört torun sahibiyim. Dünyayı gezmenin, yeni yerleri ve insanları tanımanın da eğitimin, yaşama sevincinin, genç kalmanın önemli bir unsuru olduğuna inanıyorum.

5 YORUM

  1. Çok çok çok güzel yazmışsın Anetcim. Tebrik ederim. Turu yaparken hiç böyle hissetmediğimi itiraf ediyorum. Oysa ki yazını okuduğumda sanki bir masal içindeyim’i hissettim. Okuduğun kitaplarla harmanlaman çok şık olmuş. Halı üstünde seyahat eden Alaaddin oldum bir an. Eline, klavyene, fikrine sağlık. Yazılarını okumaktan mutlu oluyorum, devam et lütfen, teşekkürler.

  2. Her zamanki gibi keyifle okunan bir yazı olmuş. Ellerine sağlık. Yazılarını daha sık bekliyoruz 🙂

  3. Anetçiğim , Eline kalemine ,yüreğine sağlık. Evlendiğim zaman Moda’ya gelin gittim. Ortaköy’de Büyüyen biri olarak , Moda’yı beğeneceğimden emin değildim. Fakat Moda’yı Çok Sevdim. Nezih İnsanları ,havası, denizi, iskelesi ,Moda çay bahçesi ,vazgeçilmezlerimizden oldu. Çocuklarım Moda çay bahçesinde büyüdüler. Her hafta sonu , Koço lokantasında yemek ,yemek için rezervasyon yapardık. Ayrıca Oturduğumuz sokakta bir de MEZECİ KOÇO var dı ki? İnanılmaz lezzetli Mezeleri Vardı. Bütün İstanbul Meze almak için Oraya gelirdi. Moda’da yaşamak çok keyiflidir……..Kısaca MODA anlatılmaz yaşanır………

  4. Anetçim ailemizin bilgili her zaman danıştığımız sevdiğimiz eline emeğine sağlık biz de senin bilgilerini okumaktan paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyoruz iyiki varsın

  5. Sevgili Anet
    1954-1992 seneleri arası Moda da yaşamış biri olarak
    yazdıklarından çok duygulandım
    ben yazları babamla işe gitmeden moda plajında denize girer sonrada moda iskelesinden
    vapura binip işe giderdik. Akşamları da aynı şekilde
    çok güzel günlerdi. Beni bu yazınla tekrar eski günlerime döndürdün. Daha bir sürü hatıram var
    çok teşekkürler.

Comments are closed.